ZİLLİ HANIMIN EVİMİZE GELİŞİ

Zilli benim büyük kızım. Bir buçuk senedir beraberiz. Onunla tanışmadan önce, kediler benim için sevimli, eğlenceli varlıklardı, ama o kadar. Açıkça söylüyorum, hani " anne olmadan anlamazsın" derler ya, kedi sahibi olmadan da anlamıyordum bu duygudan. Oğlum isteyip duruyordu. Evde bir çiçeğin bakımını bile üstlenememiş olan bense, çok da sıcak bakmıyordum bu işe. Kedi bakımı hakkında hiç bir fikrim yoktu; niyetim de yoktu.

Sevgili kuzenim Zeynep, İstanbul'da yaşayan bir kedici. Evinde üç demirbaş kedi var . Bu sayı zaman zaman beşe varıyor. Zeynep, sokak kedilerini beslemek için çantasında kuru mama taşır. Kendi kendine yetemeyecek, çaresiz, bakımsız, muhtaç kedileri evine alır. Bakar, besler, aşılarını yaptırır, vitaminlerini verir, ilaçlarını takip eder.  Zamanı geldiğini düşündüğünde, ya sokağa alıştırır yavaş yavaş - ki onlar da gitmez aslında bir yere; akşamları camın önünde mama beklerler-  veyahut da onlara yuva bulur. Son bulduğu yavrunun iki gözü de görmezken, onun itinalı bakımı sayesinde, sağlığına kavuştu ve artık o güzel gözler açılmış durumda.  "Lokma" şimdilik evin tek yavru kedisi olarak tüm şımarıklığı ile evin altını üstüne getiriyor.
 
İstanbul'a bir gidişimde, laf arasında,  Zeynep'e "Kedi alsam mı eve acaba, oğlan pek istiyor" deyiverdim. Cümlenin sonu gelmeden, o, veterinere çoktan telefon etmiş; son buldukları yavrulardan birini hazırlamasını isteyivermişti bile. Zilli ile o gün karşılaştık. Bir kafesin içinde, minicik bir tekir. Sessiz, sakin. İki , bilemedin üç aylık.. Ben hala, "yahu, olur mu olmaz mı, dur bir bakalım, hemen öyle karar vermeyelim.." falan diye kıvırmaya çalışırken, onlar, son aşıyı yaptılar, ilaçlarını hazırladılar, sepetin rengini seçtiler, içine hasta bezi serdiler; mama kasesini elime tutuşturdular. Oldu da bitti Maaşallah!
 
Artık bir kedi sahibiydim! Pardon, kedi sahibi bir aileydik. Tabii ki oğlum bayıldı bu duruma; babamıza da artık emrivaki yaptık. Aldık kızımızı, koyduk sepete. Arka koltukta uyuya uyuya İstanbul -Ankara yolculuğunu yaptı. Ben hala, "hay Allah, napıcaz bilmem ki" modundayım; eve geldik.
Bundan sonrasını belki Zilli anlatır; biraz da ben..
 
 
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder